Kabine’nin belirlediği iki haftalık süre içerisinde vaka ve
ölüm sayıları düşerse, Ramazan Bayramı'ndan ümitli olduklarım söyleyen ETİK Başkanı
İşler, “Bir sezon daha kaybetmeye tahammülümüz” yok dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nda alınan kararla
birlikte Ramazan ayının ilk iki haftasında tedbirlerin biraz daha sıkılaştırılarak
kısmi kapanma uygulamasına geçildiği kamuoyuna duyuruldu. Açıklamaların
ardından Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı ve
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler'in
görüşlerine yer verdik. Ramazan Bayramı'ndan ümitli olduklarını, ancak bahsi
geçen iki haftalık kapanma olumlu sonuç vermediği takdirde bir sezon daha kaybetmeye
tahammüllerinin kalmadığını söyleyen İşler, "2020 kayıp bir yıldı, 2021
'in de kayıp gitmesine dayanamayız" dedi. Öte yandan. Kısa Çalışma
Ödeneğinin kaldırılma ihtimaline de tepki gösteren İşler, "Sektör 2022
yılına ciddi bir borç yüküyle girecek. İç pazar herkese yetmeyeceği için
sektörde ciddi bir kriz yaşanacaktır. Zaten sektör finansa ulaşamıyor, finans
şirketleri turizme şu an kredi vermekten uzak duruyor. Böylesi bir ortamda bir
de kalifiye elemanı kaybediyoruz. Haziran ayında 'sezon başladı' dediğimizde de
çalıştıracak eleman bulamayacağız" sözlerini gündeme getirdi.
BAYRAM İÇİN BEKLENTİ YÜKSEKTİ
Çıkan genelgeye göre bayramda otellerin açık olacağını
söyleyen ETİK Başkanı İşler, "Bu süre içerisinde Ramazanı geçiren
vatandaşlarımız hem oruçlarını tutarken hem de evlerinde bir kapanma dönemine
girecekler. Doğal olarak bayramda her biri bir yerlere gidip hava değişimi
isteyecektir. Bu durum karşımıza iki şeyi çıkaracaktır. Seyahat etme düşüncesi
ve bayramı ailemizle geçirme arzusu ile pandeminin o noktaya geldiği zaman ki
riskinin yüzdesel olarak büyüklüğünün ne durumda olduğu... Bayram için beklenti
yüksekti ama bu iki hafta içerisinde vaka sayısı aşağıya doğru değil de yukarı
doğru giderse rezervasyonların artma olasılığı düşecektir. Ancak eğer bu iki
hafta içerisinde bizim vaka ve ölü sayılarımız aşağıya doğru meyil gösterirse,
tedbirlerin sonuçlarını olumlu yönde almaya başlarsak o zaman insanlar dışarıya
çıkmanın kolay olacağını, bir araya gelmenin daha rahat olabileceğini ve vaka
sayısının risk oluşturmayacağını, bulaş riskinin azaldığı hissi ile bayram
rezervasyonları yaptırılabilecek" dedi.
'BEKLE, GÖR, UYGULA' YÖNTEMİ
'Bekle, gör, uygula' yöntemi ile gitmekte fayda
gördüklerinin altını çizen İşler, "Turizmci bayramdan ümitli diyebilirim.
Vaka ve ölüm sayılarının hızla düşmesi, buna bağlı olarak da sektördeki
aşılamanın artırılması gerektiğine inanarak turizmci bayramda işleri açacak
gibi... Ümitlerini rafa kaldırmayacak. Vatandaşlarımız bayramda seyahat etmeyi,
tatil yapmayı, bayramlarını aileleriyle kutlamayı isteyeceklerdir. Zaten bu
alanda otellerden başka çok fazla tercihleri edecekleri yerlerde yok. Otellerin
havuzları, spaları masaj salonları mevcut hizmete açık olacaktır. Bunu fırsata
çevirmek isteyen vatandaşlarımız olacaktır. Ancak, vaka ve ölüm oranlarının bu
şekilde devam etmesi veya daha da artması sektördeki bu iştahı kapatacaktır.
Belki de oteller bayramı eli boş geçirecektir. Umarız böyle olmaz. Biz umutlu
ve ümitliyiz. Vaka sayılarını bu ülke yenecek, ölüm oranlarını düşürecek,
aşılama oranlarını da sektörde yükselterek bayramı şeker tadında
geçirecek" ifadelerini kullandı. "İç pazar 1 Haziran'da, dış pazar
ise 15-24 Haziran arasında başlar" diyerek öngörülerini söyleyen İşler,
Rusya'nın, Kovid-19 vaka artışları nedeniyle Türkiye'ye uçuş sınırlaması
getirmesini de değerlendirdi. İşler, "Ama o kadar çok bilinmez var ki...
Bakın şimdi. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim nereye evirilecek? Eğer bu
evirilirse Rusya pazarını kaybedebiliriz. 30 milyon turist elimizden kayıp gidebilir.
Avrupa pazarında vaka nereye evirilecek? Vaka sayısını düşüremezsek biz bu
sezonu kaybedebiliriz. Bunlar masada olasılık olan şeyler. Vaka ve ölü sayısını
düşürseniz dahi sezona girerken aşılama oranını arttırmazsanız eğer bu da yine
turistin gelmemesi için Avrupa Birliğindeki pazarlarımız adına bir sebep... Otellerimizde güvenli otel sertifikamız var.
Aslında geldikleri zaman, kaldıkları otellerde bütün hijyen tedbirleri kendi
evlerinden, kendi çevrelerinden çok daha iyi alınmış olmasına rağmen maalesef
biraz da bunu siyasi bir yaptırım olarak kullandıklarını düşünüyorum. Sonuçta
burada kaybeden Türk turizmi ve Türk ekonomisi oluyor. Umarım bir an önce şu
vaka sayılarını indiririz aşağıya doğru. Çünkü kabinenin açıklamasında radikal
birtakım tedbirler olmazsa, herkesin eli taşın altında olmazsa, ekonomide ve
istihdamda daha ağır bedeller ödeyeceğiz gibi gözüküyor" diye konuştu. İşler,
konuşmasına şöyle devam etti: "Biz sizinle bu konuşmayı mart ayının
başında yapsaydık 'Nisan'ın 15'inden itibaren turizm başlıyor, 30 milyonu
bizler geçeceğiz, 2021 yılında 2020'nin çok üstünde olacağız' derdim. Fakat şu
an sezonu kaybetmekten bahsediyoruz. Bu kadar çok değişken etkenlerin olduğu
bir ortamda ileriye bakıp da bir şeyler söylememiz bile zorlaştı. Ama bugün şu
noktadan baktığımız zaman diyebilirim ki, kapanmanın sonucunda vaka ve ölüm
sayılarını düşürür, sektöre ve destinasyon merkezlerine aşılama yapabilirsek
biz bu durumda iç pazarı 1 Haziran, dış pazarı da 15 Hazirandan itibaren
açarız. Tabi bu arada Rusya ve Ukrayna'nın durumu ne olacak? Rusya-Ukrayna
gerilimi kesinlikle Güneydeki otellerimizi çok fazla etkileyecektir. Fakat ben
orayı etkilediği zaman zannetmiyorum ki Avrupa'nın bu krizden
etkilenmeyeceğini. O pazarda da ciddi sıkıntılarımız olacaktır. Bu pazarlardan
bir tanesi Rusya-Ukrayna krizine bağlı, diğeri ise vaka ve ölüm sayısı ile artı
Ukrayna'ya bağlı."
CİDDİ BORÇLANMALAR OLACAK
"Daha sıkı bir kapanma ile vaka sayılarının düşmesini bekliyorduk ki sezonu kurtaralım" diyen İşler, "Sektörümüzde bu sıkı kapanmaya hazırlıklıydı. Eğer böyle yumuşak tedbirlerle yıl geçerse ve riski azaltamazsak biz daha sonra bu rakamı aşağıya çekme konusunda zorlanacağız. Kırmızı, amber ve yeşil dedikleri ülkeler sınıfında kırmızı da kalacağız diye korkuyorum. Bu sektörün bir sezon daha kaybetmeye tahammülü yok, gücü de yok. 2020 kayıp bir yıldı, 2021'in de kayıp gitmesine dayanamayız. 2020 yılında otel kapatanlar, güçleri yetmediği için 2021 'de açacaklar. Açılan otel sayısı çok, misafir sayısı düşük olacak. İç pazar asla açılan bu otelleri doyurmaz. Kime yetecek? Hiç kimseye. Ciddi borçlanmalar ve krediler olacak. Sektör 2022 yılına ciddi bir borç yüküyle girecek"