Koronavirüs pandemisi sürecinde otellerin büyük bölümü
kapalı kaldı. Öngörülen kural ve kriterlerin gereklerini yerine getirerek
faaliyet gösteren konaklama tesisleri de düşük düzeyde dolulukla hizmet verdi.
Dış pazarlardaki düşüş yanında 2020 yılında yurt içi piyasa da umulan karşılığı
vermedi. Sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlamaları, pandemiyle
mücadeleye dönük önlem, kısıtlama ve düzenlemeler nedeniyle iç pazarda da
umulan hareketlilik görülmedi. Pandemiyle mücadelede, Pfizer-Biontech, Moderna,
Oxford-AstraZeneca ve Sinovac-Coronavac aşılarının bulunması ve uygulanmasıyla
uluslararası hareketliliğin yaşanacağı beklentisi turizm sektörünün yeni sezona
ilişkin umutlarını artırdı. Her sektöre verilen destekler kapsamında bu ay ne
yazık ki son bulan kısa çalışma ödeneği uygulaması sektörde istihdamı korumak
açısından yararlı oldu.
Uluslararası kısıtlamalar kalkar ve hareketlilik sağlanırsa
tatil yapamayan Avrupalı turistler kararlarını gözden geçirecektir.
Pandemi sürecinde önlemler alarak faaliyetini sürdüren
tesisler yeni sezon hazırlıklarına ve rezervasyon kabullerine başladı. Mart ayı
başında kontrollü normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte yaşanan
gelişmeler, artan vaka sayıları; yurt içinde yeni kısıtlama ve yasaklamalar
geleceği endişesi yanında uluslararası alanda seyahat kısıtlamalarının
işaretini verdi. Mayıs ayında turizm sektöründe normalleşme beklerken yurt
içinde ve yurt dışında endişeleri artıran mutasyonlu virüs haberleri, vaka ve
vefat sayılarındaki artış, hedef pazarlardan rezervasyon iptallerinin gelmesine
neden oldu. Mart ayı sonunda açıklanan sayılar, yeni koronavirüs risk
haritasında çok yüksek riskli grubu oluşturan kırmızı kategorideki il sayısının
nüfusumuzun yüzde 80'ini oluşturan 58 şehre ulaşması kaygılarımızı artırdı.
Diğer yandan, aşılamanın istenen hızda gitmemesi, Avrupa Birliği'nde aşı
pasaportu, dijital yeşil geçiş kartı gibi uygulamaların devreye alınacağı
söylentileri, beklenen uluslararası haraketliliğin sağlanamayacağı endişesi
yarattı. Aslında gerek yurt içi gerekse yurt dışı turizm hareketliliği
açısından tam bir belirsizlik söz konusu. Hedef pazarlardaki turizm
otoritelerinin alacağı kararlar, seyahat kısıtlamalarının kaldırılıp
kaldıramayacağı, kaldırılacaksa bunun hangi şartlarda, ne zaman gerçekleşeceği
belirsiz. Yurt içinde vaka, vefat sayılarının seyri, hükümetin alıp uygulamaya
koyacağı önlemler, kararlar üzerinde etkili olacaktır. Bu önlem ve kararlar
yurt içindeki ve yurt dışındaki turizm hareketliliğini ve turizm sektörünü
derinden etkileyecektir. Aşılama hızının artırılması, vaka ve vefat sayısının
inişe geçmesi, olumlu gelişmelerin sağlanması, belirsizliği ortadan kaldıracak,
sektörün yolunu açacaktır. Her şey yoluna girer olumlu gelişmeler sağlanırsa,
uluslararası kısıtlamalar kalkar ve hareketlilik sağlanırsa seyahat edemeyen,
tatil yapamayan özellikle Avrupalı turistler kararlarını gözden geçirecektir.
Aşının yaygınlaşmasıyla yılın ikinci çeyreğinden sonra tatil talepleri
artabilir. Uluslararası gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Yurt içinde olumlu
gelişmeler ve turizm hareketliliği sağlanırsa yerli turistin öncelikle Ege
Bölgesi'ni, Fethiye'den Marmaris, Bodrum, Didim, Kuşadası, Pamucak, Özdere,
Çeşme, Foça, Dikili, Ayvalık ve Asos'a kadar uzanan bölgedeki tesisleri tercih
edeceğini düşünüyoruz.