Yaz aylarının gelmesiyle hızlanan turizm sektörünün en
önemli merkezlerine sahip olan Ege bölgesi tatilcileri ağırlamaya devam ediyor.
Turizmin gözdesi Ege Bölgesi, 2023 yılının ilk yarısını geride bıraktı. 2023
yılının turizm gündemini değerlendiren Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar
Birliği (ETİK) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İşler, sektörün mevcut durumu,
sektör temsilcilerinin beklentileri ve hedeflere ilişkin soruları Ege Saati
için yanıtladı.
Turizm sektörü 2023 yılının ilk yarıyılında nasıl bir
dönem geçirdi?
Türkiye turizmi, geçtiğimiz yılı, 55 milyon turist, 45
milyar dolar girdi ile tamamladı. Geçen yılın Mayıs ayına göre 2023 Mayıs
ayında yüzde 24’lük (23.65) bir artış söz konusu. Bu da bizce, 2023 yılının,
2022’den ve 2019’dan daha iyi olacağının göstergesi. Sezon başında yaşanan olumsuzluklara
rağmen 2023 yılı için konulan 60 milyon turist 55 milyar dolar girdi hedefini
yakalayacak nitelikte bir süreç geçiriyoruz. Bayramda hemen hemen tüm
bölgelerde tam doluluk yaşadık. Yurtiçi turistle çalışan bazı bölgelerde
sıkıntılarımız olmakla birlikte genel olarak yıl için belirlenen hedeflere ulaşacağımız
rakamları ifade eden 5 aylık bir dönemi geride bıraktık. Yıllık hedefler gerçekleştiğinde
bu yıl, Türk Turizm Tarihi’nin tüm zamanlarının en iyi yılı olarak tarihteki
yerini alacak.
Ege bölgesi için turizm sezonunda hedefler neydi, ne
kadarı gerçekleşebilecek?
Ege Bölgesi dış pazarda en çok İngilizler ve Almanlardan
rağbet gören, yatak kapasitesinin önemli bir bölümünü de iç pazardan dolduran
bir bölge. Turizm sezonunun en hareketli günlerinde olmamıza rağmen bu
bölgemizde sezon biraz durağan geçiyor. İzmir ve çevresi için hedef olarak konulan
2 buçuk milyon turist bizce çok azdır. Çünkü İzmir’de turizm çeşitliliği yönünden
her şey var. İzmir çok iyi bir ürün. Ama İzmir yeterince tanıtılmıyor.
İlgililerin yerel dinamiklerle uyumlu bir çalışması olmuyor. Ortak bir çalışma
kültürü yok maalesef.
Sezonluk çalışma gereği sektör çalışanlarının refah
düzeyi ne durumda? Sezonun en hızlı döneminde Bodrum’da başlayan işten
çıkarmalar neyin göstergesi?
Sektör çalışanlarının ücretleri ile ilgili olarak
turizmciler ülkenin ekonomik koşullarına paralel politikalar uyguluyor. Turizm
sektörü bir taraftan çok ve çeşitli prosedürlerle, diğer taraftan sezon
ortasında değişen vergi oranları ve ek vergilerle, enflasyonist ortam nedeniyle
değişen maliyetlerle uğraşıyor. Bütün bunların yanında sektör çalışanlarının
refah düzeyinin düşmemesi için de özen gösteriyor. Çalışanların refah düzeyinin
yükselmesi ülke gerçekleriyle ilintili bir konu. Bodrum’da başlayan işten
çıkarmaların kısa dönem için yapılan bir uygulama olduğunu, Ağustos ayında
özellikle iç pazar kaynaklı talebin yükselmesi, boş yatakların ayrıca dış taleple
de doldurulmasını tahmin ediyor ve diliyoruz.
Otel ve işletmecilerin hükümetten yasal düzenlemeler
konusunda beklentileri neler?
Türk Turizmi devletin cari açığını kapatacak gelirlere imza
atan bir sektör haline geldi. Ancak, halen 1984 yılından kalan 2634 sayılı
Turizm Teşvik Kanunu ile yönetilmeye çalışılmakta. Hükümetle birlikte, yeni
seçilen tüm milletvekillerimizden Turizm Meslek Birliği Yasası’nı acilen
çıkarmalarını bekliyoruz. Bunun yanı sıra turizmciler için çok ve çeşitli vergilerin
bir kalemde toplanmasını, hem bürokratik işlemlerden doğan zaman ve enerji
kaybının ortadan kaldırılmasını, hem de bu suretle devletin daha çok
kazanmasını istiyoruz.
Enflasyonist ortam ve zamlar sektörü nasıl etkiliyor?
Enflasyonist ortam ve beklenti dışı ve üzerindeki zamlar tüm
sektörleri olduğu gibi turizm sektörünü de olumsuz etkiliyor. Özellikle iç
pazarda, vatandaşı kendisini gelecek günler için daha tedbirli davranmaya, bu
tedbiri alırken sosyal hayatını, hobilerini ve tatil isteğini ertelemeye
yöneltiyor. İç pazarın kullandığı yatak kapasitemiz bu nedenle düşüyor. Onların
gelirlerine paralel olarak biz turizmcilerin de beklediğimiz gelirleri azalıyor.
Enflasyonist baskıyla yurtiçinden azalan talepleri yurtdışından gelen ek rezervasyonlarla
doldurmaya çalışıyoruz.