OTELLERİN YÜZDE 85'İ KİLİT VURDU
Yaz sezonunun bitmesiyle beraber
otellerin çoğunun kapandığını ifade eden ETİK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
İşler, yeni sezon için hükümete acil önlem çağrısı yaptı
Korona virüs pandemisinin vurduğu
sektörlerden biri olan turizmde, otel işletmecileri çaresiz kalınca kapıya
kilit vurdu. Yaşanan süreci ve turizmdeki durumu değerlendiren ve Pamucak'ta 1,
Kuşadası'nda 3-5 otelin dışında hemen hemen bütün otellerin kapandığını ifade
eden ETİK Başkanı Mehmet İşler, 'Hafta sonu yasakları başlamadan önce şehir
otellerin yüzde 70'i açıktı. Sokağa çıkma yasağı başlayınca yüzde 15'i açık
kaldı. Şu an işletmelerin yaklaşık yüzde 90'ı kapalı. Artık şehirlerdeki iş
planları, sokağa çıkma yasakları nedeniyle pazartesi ile cuma günleri arasında
yapılmaya başlandı. Cumartesi ve pazar günü işleri düştüğü için, işletmelerin
çoğunun maliyetleri kurtarmadığı için işletmeler kapanmaya başladı' dedi.
'ELEMAN KAYBEDİLİYOR'
Yasakların kentlerde durgunluğa
neden olduğunu söyleyen İşler, 'Şehirlerin dinamizmi azalıyor. Çalışan,
tecrübeli kalifiye elemanlarımız Kısa Çalışma Ödeneği'ne (KÇÖ) geçtiği için,
risk yaşıyoruz. Çalışanlarımız ya başka sektöre geçmeye başladı ya da KÇÖ
nedeniyle başka sektörlerde ek işler yapmaya başladı. Tesisler kapalı olduğu
için vergi ödeyemiyoruz. Otellerimizde yorgunluk meydana geliyor ve bu da
tadilat masraflarını artırıyor. Bu ve benzeri sebeplerden dolayı sektör
negatiflik yaşıyor' diye konuştu.
'DEVLET ORTAK OLSUN'
Devletin turizm sektöründe ortak
olduğuna dikkati çeken Başkan İşler, 'Kar ediyorduk, kar etmemize ortaktı.
Yatırım yapıyorduk, yatırımlarımızdan olan gelirlerimize ortaktı. Sermaye
artırdığımız zaman devlet sermaye artırmamıza da ortaktı. Ancak şimdi
devletimiz zararımıza ortak değil. Pandemi döneminde en büyük darbeyi turizm
sektörü yedi. Ancak turizm sektörüne özel bir paket, destekleme çıkmadı. Diğer
sektörlere ne çıkıyorsa turizm sektörüne de o çıkıyor' diyerek iktidara
seslendi.
'SEKTÖR FİNANSA ULAŞAMIYOR'
'Para yok, fatura kesemiyoruz,
SGK ödemelerimiz ertelenmişti, ödeme yapma sürelerimiz geldi. Bu ödemeleri
yapmamız lazım. Bankalar zaten şu anda kimseye kredi vermiyor. Sektör finansa
ulaşamıyor. Bu ciddi bir sıkıntı. Devletimizin, urizm sektörü için yeni bir
finans modelini ortaya koyması lazım. En ciddi problemimiz, kapalı kalmak
zorunda olmakla beraber, finansa ulaşamamak, devletimizin yeni bir finans
modelini karşımıza çıkaramaması ve bunun karşılığında da vergilerin
ertelenmemesi. Turizm sektörü, mutfaktaki bankoya konulmuş buz gibi, her geçen
gün eriyerek ciddi bir güç kaybediyor' diyerek tepkisini ve sektördeki durumu
dile getiren Mehmet İşler, destek çağrısında bulundu.
'FİNANS MODELİ ŞART'
İşler, özel bankaların kredi
konusunda riske girmek istemediğini ve otel işletmecilerinin ya da otel
sahiplerinin kredi konusunda da ciddi sıkıntılar yaşadığını dile getirdi.
Devlet bankalarının da limitlerinin belli olduğuna dikkati çeken Mehmet İşler,
'Kredilerin takla attırma günleri geliyor ancak bankalar kredi limitlerini aşağıya
çekiyor. Özel bankalar hiç riske girmek istemiyor. Özel bankalar limit
vermiyor, kredi de vermek istemiyor. Devlet bankalarının limitleri belli.
Herkes devlet bankalarıyla çalışmıyor, bankalar ödeme günleri geldiği için
takla attırmıyor. Takla attırmak isteseler de çok yüksek fiyatlandırma
yapıyorlar. Faizler şu anda yüzde 20-25'lere çekildi. Özel bankalar çok
fırsatçı yaklaşıyor. Dolayısıyla devletin bu durumda sektör için özel bir
finans modeli çıkarması lazım. Ancak devlet bu konuda çok ağır kalıyor. Turizm
sektörü maalesef finans kaynağına ulaşma konusunda, aldığı kredileri kapatma,
döndürme ve takla konusunda çok çaresiz. Bu konuda acil çözüm üretilmesi
gerekiyor. Ertelenen vergi ödemelerimizin süreleri doldu. Sektör, bunların da
ertelenmesini istiyor' diye konuştu.
OTELLER EL DEĞİŞTİRECEK
Böyle devam ederse özellikle Ege
Bölgesi'nde otellerin el değiştireceğini de anlatan Mehmet İşler, 'İnsanlar
birikimlerini 2020'de tüketti. 2021'de bu gemiyi yürütecek birikimleri kalmadı.
Ya borcu karşılığında bankalar oteli satacak -ki bu otellerin ucuza satılması
anlamına geliyor ya da otel sahipleri otelini satıp, borcunu kapatmaya
çalışacak. Finans sorununun çözülmemiş olması, böyle bir riski meydana getirdi.
Böyle giderse 2021 sonunda daha büyük bir yıkım olur' ifadelerini kullandı.
AVRUPA AŞIMIZI BAHANE EDECEK
Turizm sektöründe normalleşmenin 2021 yılı Mayıs ayında gerçekleşeceğini öngördüklerini söyleyen Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler, 'Ancak bu yurt içi için olacak. Yurt dışı için mayıstan sonra normalleşme bekliyoruz. Yani büyük bir problemle karşı karşıyayız. Avrupa Birliği, turistleri yani dolayısıyla parayı Avrupa'da tutmak istiyor. Türkiye, turizmde güçlü bir rol model. Türkiye'ye para kaptırmak istemeyen Avrupa, geçtiğimiz yıl sebep yarattı. Ancak buna karşı Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy önderliğinde güvenilir bir hijyen sertifikası alarak, olumlu turizm yönetim biçimi gösterdi. Böylece Avrupa Birliği, Türkiye'ye koyduğu blokları kaldırmak zorunda kaldı. Bu yıl bizi başka bir tehlike bekliyor. Türkiye, Sinovac adı altında etkileşim oranı düşük (50.38) aşıyı kullanıyor. Avrupa ise Pfizer/BioNTech aşısını kullanıyor. Bizim en büyük korkumuz, 'Arkadaşlar, Türkiye'de kullanılan aşı uygulaması düşük bir aşıdır. İnsanlarımızı oraya gönderirsek, vatandaşlarımızın virüs kapma olasılıkları olabilir. Biz sadece BioNTech veya Moderna aşıları gibi etkileşim oranı yüksek olan ülkeler arasındaki seyahate izin veriyoruz. Türkiye'yi bu noktada riskli ülke sınıfına alıyoruz. Kara listeye alıyoruz; çünkü Türkiye'de uygulanan aşının etkileşim oranı düşük'' dedikleri zaman, Türkiye bu durumda, geleceğini düşündüğümüz turist sayısında düşüş yaşar ve darbe yer. Eğer bunu demezlerse, Türkiye'ye 30 milyon turist gelir. Geçen sene Türkiye'ye 15 milyon turist geldi. Ancak AB aşıyı bahane ederek, doları dışarıya kaptırmamak için böyle bir engelleme yaparsa, 15 milyon turist gelir. Bir an önce önlem alınması lazım. Bunun için Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, siyasi otorite, bu noktaya gelmeden önce, bu tip şüpheleri ve riskleri ortadan kaldıracak yeni bir modelleme ve PR ile engelleyici çalışmalar yapmalı' diye konuştu.